Yeni kilit, eski anahtarla açılmaz

12 Mayıs 2024

Günlerdir Özgür Özel konuşuyoruz. Gözünü kırptı, parmağını oynattı, haber oluyor. 

Tek nedeni seçim zaferi değil, gündem belirleyecek eylemleri var. 

Yeni siyaset, konuşmaktan çok “gösterme”yi sever, Özel bunu kavramış. 

Dahası, Özel konuşmamızın başka bir nedeni de ona hareket alanı sağlayan bir boşluğun olması. 

Erdoğan konuşmuyor. Konuştuğu zaman da gerilimden uzak duruyor. 

Belli ki, seçim sonucu analizlerinden “Seçmen gerilim istemiyor” sonucu çıkmış. 

AK Parti’de mutfağında haftalardır seçim sonuçları, ilçe ilçe masalara yatırılıyor. 

Seçim sonucu gerekçeleri şu dört öbeğe toplanmış gibi; 

Yazının Devamı

Yumuşamaya ihtiyacımız vardı

5 Mayıs 2024

Hayat sertse. Koşullar, ilişkiler, karakterler sertse. Zorluklar daha zor, çözümler daha olanaksız oluyor. Tıkanıyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel’le görüşmesine ilişkin, “Türkiye’de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum” dedi, “Türkiye’nin buna ihtiyacı olduğunun” altını çizdi.

Liderliğini meydan okuyarak güçlendiren Erdoğan’ın, “siyasette yumuşama” söylemine geçmesi, radikal bir hamledir ve koşulların doğru analiz edildiğini gösterir.

Yorgun bir başın ilacı sert bir kaya değil, yumuşak bir omuzdur.

En sert alanlar olan Dışişleri’nde Hakan Fidan, Savunma’da Yaşar Güler, MİT’te İbrahim Kalın, İçişleri’nde Ali Yerlikaya gibi diyalog odaklı bir ekip ve sürecin doğru okunması, bugünlerde ihtiyaç duyulan yumuşak iklimi getirdi.

Özel’in Erdoğan karşıtlarının tepkisini göze alarak süreci başlatmasının gerektirdiği cesaret, onu liderliğe yaklaştırdı. Pek çok kişiyi şaşırttı, bazı planları altüst etti.

Demokrasi kültürü

Yazının Devamı

Ne hissediyorsun?

28 Nisan 2024

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Özgür Özel’in tokalaştığı fotoğrafa bakarken aklım güncel bir tartışmaya gidiyor. 

Postmodernizm, modernizmin yeni bir aşaması mı, yoksa ondan kopuş mu? 

Bu konuda yüzlerce makale, onlarca kitap var. 

Postmodernizmin farkını gösteren somut kanıtlar çok; Bilmenin yerini ifade etmek alır. Bütünün yerine parçalar önemli olur. 

Çarpıcı ayrım, akla dairdir. Modernizm aklı, akıl modernizmi inşa eder. 

Akıl test eder, sınıflar. Açıklar, belirsizliği kabul etmez. 

Postmodernizm ise aklı önemsemez. Her şey açıklanmak zorunda değildir. Yaşamın biçimi, bilgisinden önce gelir. 

Duyguya önem verir. “Ne hissediyorsun” sorusu, “ne biliyorsun” sorusuna tercih edilir. 

Yazının Devamı

Kim dost,kim düşman?

21 Nisan 2024

Dünya ne kadar değişirse değişsin değişmeyecek şeyler vardır. 

Güven duygusu onlardandır. 

Belirsizlikten kaçınmak da öyle. 

İnsan ilişkilerini tanımlamak, kim dost, kim düşman bilmek ister. Devletler de öyledir. 

Ne var ki 21. Yüzyılda her türden ilişkiyi esneklik, hız, değişimin sürekliliği gibi nedenlerle anlamlandırmakta zorluk çekiliyor. Sennett’in dediği gibi durum “okunaksız”. 

Modernizmin sınıflamaları, sınırları, tanımları, kategorileri artık işlemiyor. 

Düşman şekil değiştirebiliyor, dost ihanet edebiliyor. 

13 Nisan gecesi İran’ın İsrail’e saldırısını ve sonrasını bu çerçevede okumamız gerek. 

Yazının Devamı

Milliyet’te yazmak

14 Nisan 2024

Çocuktum. Okula başlamamıştım. Babam öğretmendi. Eve her gün gazete girerdi.

70’li yıllarda eve gazete girmesi yürek isterdi.

Ülkemin “sağ - sol” diye ayrıştığı, gençlerin vurulup kanlar içinde yığıldıkları günler.

Evimizin önünde bir villa vardı, yüksek duvarlarla çevrili. Küçük apartman dairemizin penceresinin tam hizasındaydı.

O villayla evimizin arası, sağcıların mahallesiyle, solcuların mahallesi arasındaki görünmez sınırdı.

Gençlerin çatışmaları orada yaşanırdı. Çocuktuk, korkardık.

Bir kaza kurşunu girebilir diye annem, akşam yemeklerimizi pencereden uzağa hazırlardı.

Babam gazetesini eve, ceketinin iç cebinde saklayarak getirirdi. Cebine sığsın diye katlardı.

Yazının Devamı