Ebedi barıştan ebedi savaşa

5 Mayıs 2024

1795 yılında Alman düşünür Immanuel Kant “Ebedi Barış Üzerine Felsefi Deneme” isimli kitabında uluslararası kalıcı bir barış için nelerin yapılması gerektiğini yazmıştır. Kitapta altı ön madde bulunur:

1. İleride savaşa sebebiyet verecek hiç bir gizli barış anlaşması yapılmamalıdır.
2. Hiçbir bağımsız devlet, küçük ya da büyük, bir başka devletin hakimiyeti altına, miras, takas, satın alma veya hibe yoluyla geçmemelidir.
3. Daimî ordular zamanla ortadan kaldırılmalıdır.
4. Devletler dış ilişkilerini zora sokacak borç almamalılardır.
5. Hiçbir devlet, bir başka devletin anayasasına ya da hükümetine zor kullanarak karışmamalıdır.
6. Hiçbir devlet, savaş esnasında, ileride barış sağlandığında karşılıklı güveni sarsacak eylemlerde bulunmamalıdır.

Aradan 200 yılı aşkın zaman geçmiş olmasına rağmen şu an bu maddelerden bir tanesinin bile geçerli olduğunu söyleyebilir miyiz? Maalesef günümüzde yaşadığımız uluslararası çatışmaların, savaşların en büyük sebeplerinden biri hâlâ dünyada barış konusund

Yazının Devamı

ABD: Demokrasiye Ters Kelepçe

28 Nisan 2024

Yorucu bir başvuru sürecinin ardından ilk tercihim olan George Washington Üniversitesi’ne kabul almış ve bir Eylül akşamı Dulles Uluslararası Havalimanı’ndan Washington şehir merkezine doğru yola koyulmuştum. Şehre ilk girişimi hala net bir şekilde hatırlıyorum. Sebebini tam anlamlandıramadığım bir hüzün kaplamıştı ruhumu. Akşam geç olmamasına rağmen sokaklar bomboş, caddeler karanlık, bir hayalet şehri andıran manzarayla karşı karşıyaydım. Oysa ki çocukluğumdan beri televizyonda, filmlerde, görsel ve yazılı medyada beynime işlenmeye çalışılan imaj, o anda başkentine giriş yaptığım ülkenin cıvıl cıvıl, hayat dolu bir ülke olduğuydu. Daha ilk günden ABD’de yaşayamayacağımı anlamıştım. Lisans eğitimim için Washington’da geçirdiğim dört yıl, öfke ve özlem duygularının tavan yaptığı bir eziyete dönüşmüştü. 

Amerikan Polisi ve Şiddet 

Beni en çok dehşete düşüren konu Amerikan polisinin vahşetiydi. Hiç bir suç işlemeseniz bile her an güneş gözlüklü bir polis veya bir şerif tarafından yere

Yazının Devamı

Kendine zarar verme özgürlüğü

21 Nisan 2024

İlkokul dördüncü sınıftayken okulda düzenlenen bir kompozisyon yarışmasına katılmış ve birinci olmuştum. Yeşilay Haftası’na özel gerçekleştirilen yarışmanın konusu sağlığa zararlı alışkanlıklardı. Dereceye giren yazılar okulun panosuna asılmıştı. Hikâyenin geri kalanını annem şöyle anlatır: Oğlunun birinci olması onu elbette çok mutlu etmişti. Hevesli bir şekilde okulun yolunu tutmuştu. Yarışmayı kazanan öğrencinin velisi olarak böbürlenerek kompozisyonların asılı olduğu panoya gelmiş, gururla çocuğunun yazısını okumaya başlamıştı. Ancak yazıyı okuduktan sonra tarif edilemez bir mahcubiyet içine girmişti. Gurur yerini utanca bırakmıştı. Sebebi ise yazının tamamını annemin sigara bağımlılığı üzerine kurgulamış olmamdır. 

İngiltere sigarayı tamamen yasaklıyor 

Gerçekten de sigaraya küçüklüğümden beri tutkulu bir şekilde karşıydım. Liseyi yatılı okurken son sınıfta yurtta sigara içmeyen tek kişi bendim. Yazıya böyle uzun bir giriş yapmamın sebebi ise işte o liseyi yatılı okuduğum ülke sigarayı tamamen yasaklayacak bir adım attı. 2009 ve

Yazının Devamı

Ben bir penguenim (!)

14 Nisan 2024

Geçtiğimiz günlerde İskoçya parlamentosu üç yıllık bir tartışma sürecinden sonra yeni Nefret Suçu ve Kamu Düzeni Yasası’nı geçirdi. Marjinalize edilen gruplar için koruma amacı taşıyan yasa, aynı zamanda ifade özgürlüğünü kısıtladığı iddialarıyla eleştiriliyor. İskoçya’da ve Birleşik Krallık’ın genelinde ilginç bir durum ile karşı karşıyayız. Asıl kilit tartışma noktası kendini kadın gibi hissettiğini öne süren trans erkeklerin durumu. Biyolojik kadınlar ile trans erkeklerin arasında fark olduğunu iddia eden bazı feminist gruplar bu yasaya karşı çıkıyorlar. Bu yasanın kadın haklarını savunmayı kriminalize edeceğini belirtiyorlar. Kafanız iyice karıştı değil mi? Haklısınız çünkü artık zurnanın zırt dediği noktaya gelinmiş.

Şöyle anlatayım:

Son yıllarda dünyada bir ‘woke’ ve ‘cancel’ kültürü çok tehlikeli boyutlara ulaşmış şekilde egemen oluyor. Amiyane tabirle fazla duyar kasmak diye çok basite indirgeyebiliriz bu durumu. Kendini çağdaş toplumun sosyolojik

Yazının Devamı

İnsanlık ve Güneş

7 Nisan 2024

İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren Güneş hayatın merkezindedir. İnsanoğlu, Dünya’yı ısıtan ve aydınlatan bu esrarengiz sarı ve yuvarlak cisimden hem korkmuş hem de ona tapmıştır. Pagan inançların merkezinde Güneş vardır. Semavi dinlerde de Güneş’in önemi büyüktür. Çağdaş bilime göre de Güneş tüm enerji ihtiyacımızı karşılabilecek potansiyele sahiptir. Gezegenimizin yıldızı, yaşamın enerji pınarı, tarihin ilham kaynağı Güneş, 8 Nisan günü Kuzey Amerika’da 4 dakika 28 saniye boyunca tutulmaya uğrayacak. Meksika’dan Kanada’ya uzanan bir hat üzerinde gözlemlenebilecek bu tam güneş tutulması 2044 yılına kadar ABD’den görülebilecek son tam tutulma olma özelliğine de sahip.

Doğa olayları insanlar için her zaman bir merak konusu olmuştur. İlkel çağlarda bu merak korkuya da dönüşmüştür zira sebebini açıklayamadığımız her olgu bizi tedirginliğe sürükler. Milattan önce Maya’lardan tutun günümüze kadar Güneş’in hareketlerini açıklamaya

Yazının Devamı

Modern çağın Lidyalıları

31 Mart 2024

Son yıllarda dünyayı kasıp kavuran kripto para çılgınlığı milyonlarca insanı mağdur ediyor. Geçen hafta içinde FTX kripto borsasının kurucusu Sam Bankman-Fried yatırımcılarını dolandırmaktan 25 yıl hapis cezası aldı. Tam 8 milyar dolarlık paranın buharlaştığı FTX ve bunun gibi benzer kripto para borsaları yüzünden ülkemiz de dahil olmak üzere pek çok insan birikimlerini kaybetti. Bankman-Fried’in ayrıca Amerikan hazinesine 11 milyar dolar ödeme yapmasına karar verildi. Bu astronomik rakamı hapisten çıktıktan sonra ödemesi imkansız gözüküyor ancak asıl önemli nokta şu: Bankman-Fried hayatı boyunca bir daha hiç zengin olamayacak, temel ihtiyaçlarını gidermek dışında eline geçen tüm paraya devlet el koyabilecek.

Kripto para, kuantum fiziği gibi bir şey. İşi en iyi bilenlerin bile tam anlamadığı ama bir şekilde pratikte çalışan bir konsept. İki bin yılı aşkın kullanılan para kavramını yeniden keşfetmiş modern çağın Lidyalılar’ından bahsediyoruz. Karmaşık terimler kullanarak detaylı finansal analizler yapmak yerine olayı basite indirgeyerek

Yazının Devamı

İnsan dövmek normal değildir!

24 Mart 2024

Son zamanlarda ardı ardına şiddet haberleri patlak veriyor. Trabzonspor-Fenerbahçe maçındaki tüyler ürpertici görüntülerin yanısıra, İstanbul’da trafikte, polisin gözü önünde, koşa koşa gelip tartıştığı sürücünün arabasını uçarak yumruklayan şahsın videosu toplumsal cinnet noktasına geldiğimizi gösteriyor.

Şiddetin artık toplum nezdinde kabul edilebilir hale gelmiş olması ve bireylerin olaylara “biz ve onlar” şeklinde ayrıştırıcı bakmaları vahim bir durumdur. Trabzon’daki maçtan sonra sosyal medyada yapılan yorumlar tam anlamıyla korkunçtu. İnsanların kafalarına atılan ve belki gözlerinin çıkmasına, kalıcı beyin hasarı bırakılmasına sebep olacak yabancı maddeler, 360 derece dönerek savrulan uçan tekmeler, korner bayrağını mızrak gibi kullanarak birisinin kafasına vurmaya çalışan şahıs, tüm bunlar dehşet içinde izlenmesi gerekirken, “oh olsun”, “az bile yapmışlar”, “hak ettiler” minvalinde akıl ve vicdan yoksunu yorumlar sosyal medyada çoğunluktaydı.

Bu yorumları yapanlar

Yazının Devamı

Gerçek ‘Survivor’ Haiti’de

17 Mart 2024

“Coğrafya kaderindir” sözünü taca çıkaracak bir ülkeden bahsetmek istiyorum: Haiti. Latin Amerika ve Karayiplerin ilk bağımsız ülkesi, kölelerin isyanı sonrası kurulan tek cumhuriyet. Aynı zamanda ne yazık ki şu an suç örgütlerinin kontrolü altına giren ve hükümetsiz kalan bir ülke. 

Bir elmanın iki yarısı 

Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfi sırasında ilk defa Avrupalıların ayak bastığı ve Hispaniola ismini verdiği bir adadan sözediyoruz. İspanyollar ile Fransızlar adayı kolonileştirmiş ve aralarında anlaşarak ortadan ikiye bölmüşlerdir. 1697’de imzalanan Ryswick Antlaşması’na göre adanın batısı Fransızlara, doğusu İspanyollara bırakılmıştır. Fransa şeker kamışı ve kahve üretimi üzerine karlı bir ekonomi yaratmış ve buna mukabil kendi kısmının nüfusunun büyük çoğunluğunu köleler oluşturmuştur. 

İspanya ise Orta ve Güney Amerika’yı üretim için daha uygun görmüş, adanın İspanyol kısmı Avrupalıların çoğunlukta olduğu, daha çok ticaret ve yakıt ikmalinin

Yazının Devamı